Uşak'ın Karahallı ilçesine bağlı yaklaşık 700 kişinin yaşadığı Külköy’de eskiden tüm evlerin altında bulunan dokuma tezgahları tarihe karışıyor. Dokumacılık mesleğinin son temsilcileri, dokumacılığı yaşatmak için mücadele ediyor.
Bir zamanlar her evin altından dokuma tezgahı şakırtılarının yükseldiği Karahallı ilçesi ve köylerinde artık dokuma tezgahları sayısı yok denmeyecek kadar azaldı.
Karahallı ilçesine bağlı Külköy’de dokumacılık yapan İlcan Üre, 1990 ve 2003 Körfez krizinden sonra dokuma tezgâhından para kazanan ilçe halkının başta İstanbul olmak üzere ilçelerini ve köylerini terk etiğini, başka sektörlere yatırım yaptığını belirterek evlerin altında dokuma tezgâhı olayının neredeyse hiç kalmadığını belirtti. Üre, “Ben köyümde liseyi bitirdikten sonra 20 yıldır dokuma tezgâhlarının başına geçtim. Eskiden köyümüzün her hanesinin altında yüzlerce dokuma tezgâhı vardı. Şimdi, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda dokuma tezgâhı kaldı. Karahallı ilçemize OSB yapılınca köylülerimiz dokuma tezgâhlarını oraya taşıdı. Zaman içerisinde sanırım köyümüzde hiçbir evde kalmayacak. Dokuma tezgâhlarımızda genelde çarşaf ve ceplik tabir ettiğimiz astarlık kumaş dokunur. Eskiden tezgâhlarda dokuduğumuz kumaşlarla iyi para kazanırdık. Şimdi ekmek aslanın ağzından midesine indi. Oradan çıkarmaya çalışıyoruz. Dokuduğumuz kumaşların pazarı iyi. Ancak maliyeti çok yükseldi. Özellikle tezgâhları döndüren elektrik enerji bedelleri çok yükseldi. Diğer girdi maliyetleri yükseldi" dedi.
Mesleklerinin sorunlarına da değinen Üre, "Pakistan Hindistan gibi ülkeler, bu bölgelerden çok sayıda dokuma tezgahı alıp ülkesinde çalıştırmaya başladı. Oralarda üretim arttı. Maliyeti de bizden yarı yarıya düşük imal ediyorlar.
Bizim ürettiğimiz malları pazarladığımız başta İstanbul ve diğer tekstil pazarları ürünleri artık oradan almaya başladı. Çünkü bizim 10 TL’ye mal ettiğimi dokuma ürününü adını saydığım ülkeler 5-6 TL’ye mal ediyor. Rekabet etmemiz imkansızlaşıyor. Bizden sonra bu mesleği genç kuşakların dokumacılık mesleğini sürdüreceğine inanmıyorum. Zaten hiç heves eden yok. Çünkü bu meslek ağır işçilik gerektiriyor. Hafta sonu tatili yok. Çoğu zaman iş yetiştirmek için günün 24 saati çalışmak zorunda kalıyoruz. Onun için biz dokumacılık mesleğinin son kuşak temsilcileriyiz” diye konuştu.