Sizlerin huzurunda en son 16 NİSAN 2012 de Uşak gazetelerimizde ve Uşak TV internet sitesinde yayınlanan “ Elifi Görünce Mertek Sanmak” makalesiyle olmuştum. Aradan geçen bunca zamanda karalama defterime başladığım onlarca yazıyı tamamlayıp yayına veremedim. İşim gereği makale yazmaya sıra gece 24:00 den sonra geliyor; ve 2-3 saat sürüyor. Yazının düzenlenmesi, kelimelerin günümüz Türkçesiyle ve imlaya uygun olması, bilgilerin doğrulunun araştırılması vb gibi ertesi günün 5-6 saatini daha alıyor. Okumak için 4-5 dakikamızı ayıramadığımız makaleler için harcanan emek. Böyle bir şey işte…
Peki bu yazı nereden icap etti dediğinizi duyar gibiyim!
A.B.D.’de 1 haftalık seyahatimiz oldu. NEW YORK’ a 11 saatte gidiyorsunuz. 7 saatlik zaman farkı var. Bu farka JET-LAG diyorlar. Yani vücudumuzun alışık olduğu iş yapma, yemek ve uyku düzeni gittiğinizde 7 saat geriye, döndüğünüzde 7 saat öne geliyor. Şu an saat gecenin 02:00’si; NEW YORK’ da ise şu an 19:00 idi. 24:00’de yatarsanız, uyanmanıza daha 5 saat daha var. Hani köşemizin adı “ konuşamadıkça” ya… bu yazıda “uyuyamadıkça” oldu.
Başlayıp da bitiremediğim bazı yazılara şöyle bir baktım. Bir tanesinin başlığı “Bir hayat; Bir ölüm” dü. 1933 Uşak doğumlu Halil Kaya GEDİK’ in vefatında 15 ağustos 2012 de kaleme almışım. Kaynakçılığı öğrenip, ilk yerli otomobil DEVRİM’ e hayat veren; sonra kendisini eğitime adayıp kurduğu vakıflarla binlerce öğrenciyi okutan; GEDİK üniversitesinin sahibi ve 15 okul yaptırıp devlete bağışlayan, TBMM Üstün Hizmet Madalyası sahibi Halil Kaya GEDİK içindi.
Bir akşam üstü öğretmenlik nasib olduğundan, 24 kasım öğretmenler gününde; hala ezbercilikten kurtulup, uygulamaya geçemeyen Milli Eğitimimizle ilgili bir yazıyı da yarım bırakmışız.
“Afrika’dan işçi getirmek” başlığıyla da; Uşak Sanayide, Ticarette ve Çıraklıkta; eleman ve nitelikli eleman sıkıntısına değinen yazımızda aynı akıbete uğrayanlardan.
Günde 83 milyon ekmeğin üretilip 65 milyon TL ye mal olduğunu. Tüketimin ise 78 milyon adet olup; 61 milyon karşılığı olduğunu, 5 milyon adet ekmeğin çöpe dolayısıyla günde 4, ayda 120, yılda 1,45 miyar TL israf ettiğimizi de kaleme almışım öylece kalmış.
Bir başka başlıkta şöyle “Bildiğimiz -Batının Sonu” Türkiye de OMO markasıyla yakından tanıdığımız dünyanın en büyük tarıma dayalı sanayi ve kozmetik grubu olan “ÜNİLEVER” ‘in Avrupa bölümü başkanı Hollandalı Jan Zijderveld’in “ Almanya Finansal Tim es “ dergisine yaptığı açıklama tüm Avrupa basınında yer almıştı. Şöyle diyor Jan Zijderveld’in “Fakirlik Avrupa ya geri dönüyor. Tek kullanımlık şampuan ve deterjan üretiyoruz. Bir daha geri gelmemek üzere zenginlik gidiyor. Yoksulluk geliyor.” demiş. o yazıda yarım kalmış.
Bir başkasına da şöyle başlamışız “Dubai de konuşturulan para”.
Diğer bir başlıkda da “Umre ziyaretiyle gönüller rektifiye oluyor.” Şeklindeymiş tamamlama fırsatı olursa bunları yayınlarız bir gün inşallah.
Bu yazı ile de A.B.D. den izlenimlerimizi sizlerle paylaşacaktık. Gene olmadı. Yerimiz doldu. .Ama sizlerle A.B.D. izlenimlerimi bir daha ki yazımızda paylaşacağım.
Büyük bilge EFLATUN’ la bitirelim.
İnsanoğlunun sizi şaşırtan iki davranışı
Eflatun'a sormuşlar: "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?
Eflatun “ Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler… Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, sonra sağlıklarını geri almak için para öderler... Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler..
"Peki sen ne öneriyorsun ?" Bilge sıralamış: Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...
Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil "en az şeye ihtiyaç duymaktır".
JET-LAG: zaman diliminin geçilmesi esnasında vücut saati diyebileceğimiz iç ritim bu duruma uyumsuzluğu.