04.03.2015, 00:00

İNTİHAL(AŞIRMA) KARŞISINDA HUKUK veİNTİHALCİ İLİM ADAMLARINA BİR ÖRNEK

Ben hukuka inanmam. Bu ülkede de insanların çoğu, inanmıyor zaten.  Son dönemde yaşanan hukuk rezaletleri bunun delilidir. Bizzat başımdan geçen yargılama işlerinde mahkemelerin verdikleri kararlardan da bilirim. Kararlar genelde haklıdan yana değil güçlü ve nüfuzlulardan yana çıkar.Lehde  karar da çıkar, çıkmaz değil. Ancak,basit hukuk davalarında bir  yılda çıkması gereken karar, sekiz dokuz yılda çıkar. O da ekseriyetle Yargıtay’ın ısrarıyla.! Nüfuzlu kişi makamının mevkiinin  başındayken aleyhine  karar çıktığını kendi tecrübemde hiç görmedim. Yargı mensupları,gerçek hukuk adamlarını tenzih ederek söylüyorum, sadece vicdanla cüzdan arasında değil, makam ve nüfuzların altında da kalırlar.Bu nedenle kararlar hızlı etkin ve caydırıcı değildir.Siz, siz olun nüfuzlularla hukuk mücadelesine girerken dikkatli olun…

Neden çoğu zaman sahtekarların, kanunsuzların, insan hakkı ihlallerinde bulunanların eylemleri  yargıya intikal ettiğinde  sonuç onların  lehine olur?Neden adi hırsızlar cezaevine gönderilir de nitelikli hırsızlar istisnalar dışında paçayı kurtarır? Yazımızın içeriği açsından ise asıl soru şu:

Bilim hırsızları neden hırsız sayılmaz ve cemiyette adam muamelesi görür?

Bilim dünyasındaki aşırmacı hırsızlara  intihalci diyoruz. Öncelikle intihali anlayalım.

İntihal teknik bir terim. Aşırma anlamına geliyor. Bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanmasına intihal diyoruz.  Yani bilim dünyasındaki   sahtekârlık ve hırsızlığın adı intihal. Başkasına ait ifadeleri ve fikirleri kaynak göstermeksizin,  yazarsanız yaptığınız hırsızlıktır. Başkasından alınan ifadeleri tırnak içinde yazmazsanız ve kaynak göstermeksizin kendinizin gibi sunarsanız intihalde bulunmuş, bir başka deyişle sahtekârlık,  emek hırsızlığı, namussuzluk yapmış olursunuz.Başkalarına ait fikirler alıntı yapılırken, yeni cümlelerle ifade edilseler bile kaynak gösterilmesi gerekir.

İntihal ciddi bir akademik suçtur.Bunu öğrenci yaparsa düşük not alır. Akademik hayatta biri yaparsa meslekten atılmaktan  akademik kariyerin silinmesine kadar değişebilen çeşitli yaptırımlarla karşılaşır. Daha doğrusu karşılaşırdı! Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin   Üniversite Öğretim Mesleğinden veya Kamu Görevinden Çıkarma başlıklı 11/a-3 maddesi; intihal suçunun cezası olarak belirlenmiştir. Bu cezanın  yasal dayanağıdır. En azından biz öyle sanıyorduk..

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bilim hırsızlığı yapan öğretim üyelerinin üniversiteden atılmalarının yasal dayanaktan yoksun olduğuna 2012 yılında hükmetmiş. Bir anlamda intihali serbestleştirmiş. Türkiye’de pek çok üniversitede, özellikle son yıllarda intihal vakaları artıyor. Danıştay ise bilim hırsızlığı yapan intihalcileri cesaretlendirecek bir karara imza atıyor ve  intihal nedeniyle üniversiteyle ilişiği kesilen öğretim üyesine verilen cezayı haksız buluyor. Bunun üzerine YÖK’te işlemlerin mahkemelerden dönmemesi için üniversitelere bir genelge göndererek, bundan sonra intihal olaylarına yönelik işlemlerin,Danıştay kararına uyularak gerçekleştirilmesi talimatını veriyor. 

İdari yargının en üst seviyede aldığı bukararla  bilimsel eser hırsızlığının yaptırımsız kaldığını düşünmeyin!  Yaptırım olduğu zamanda da adamı olan, sahip çıkılan bir şekilde kurtarıyordu zaten! Danıştay gerekçesinde diyor ki; Öğretim Elemanları Disiplin Yönetmeliği’nde intihal suçunun yaptırımı olarak yer alan üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılma cezası, 2547 sayılı YÖK Yasası ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda yoktur. Dolaysıyla cezanın yasal dayanağı yoktur! 

Böylece  yargı, bilim insanları için yüz kızartıcı bir suç olan intihal yani bilimsel aşırmacılığın suç olmadığına hükmetmiş oluyor.  Suç olsa bile kanunda yeri yok denilerek. Hukuki boşluk varsa bile, ilgililer ve yetkililer tarafından boşluk niçin doldurulmuyor? Behemehal intihal neden yasalara konmuyor? Bu soruların cevabı insanı derin derin düşündürüyor doğrusu.

Bilimsel hırsızlık yapanların bu ülkede en üst seviyelere çıktığı çok görülmüştür.Başımdan geçen bir örneği anlatayım. Türkiye’nin son dönemlerindeki en önemli ve büyük tarihçilerinden biri olan Prof.Dr. Hasan Nejat Göyünç’ün Hayatını ve Bibliyografyasını ben yazdım Kırk kusur sayfalık bir makale olarak. Makale Selçuk Üniversitesi’nin Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi’nin 1. sayısında ve 1999 yılında yayınlandı. Örnek Bir Hoca Örnek Bir Şahsiyet: Prof. Dr. Nejat Göyünç (Hayatı ve Bibliyografyası) adıyla yayınlanan bu makaleden 2 yıl sonra Temmuz 2001 yılında hoca hakkın rahmetine kavuştu. Vefat ettiğinde hocanın ayrıntılı hayatının yanında 3-5 eksiğiyle bibliyografyası da yayınlanmıştı. 

Bu esnada ben eski rektörler Şan Özalp ve Adnan Şişman’ın zulümleri çerçevesinde sürgüne gidiyor, mahkeme kararıyla dönüyor tekrar sürgüne gönderiliyordum. İki kez Emirdağ’a sürülmüş ve burada iki kez  müstafi (istifa etmiş)  sayılarak işten atılmıştım. Son mahkeme kararıyla döndükten sonra Bolvadin Meslek Yüksekokulu’na sürülmüştüm. Sürgün yerinde görev yapıp hafta sonları Uşak’taki evime dönüyordum. İşte böyle bir Cuma dönüş günü  arabayla yoldayken, Ankara’da  TTK’da görevlendirmeyle bulunan arkadaşım (şimdilerde Prof.) R.Ç. telefon etti. Hocanın anısına kitap çıkacak, senin makaleyi görmek istiyorlar muhtemelen hayatını ve bibliyografyasını senden isterler, dedi. Kime göndereyim dedim. Yine o zaman doçent şimdi  Prof.olan K.Ç’e gönder, dedi.    Gönderdim, uzun süre tarih kurumundan haber bekledim, haber çıkmadı. Daha sonra canımızın ve işimizin derdinde  sürgünler ve cezalardan oluşan akademik  meşgaleler arasında olayı unuttum!

Yıllar sonra farkettim ki; devrin TTK başkanı  “Kaybett iğimiz Bir Değer: Prof.Dr. Nejat Göyünç’ün Ardından” başlıklı makaleyi hocaya hatıra sayısı olarak çıkan  Belleten dergisinde yayınlamış. Hocanın hayatından bazı bilgileri kullandığı gibi, bibliyografyasını da   3-5 ilavesiyle yayınlamış. Ancaaaak  ismime atıfta bulunmamış!

 Bilimde emek hırsızlığını bu kadar rahat yapabilen insanların, büyük kurumların başında olabilmesi, onlardan çokça işittiğimiz millî ve dinî değer kavramlarıyla siyaset yapmaları, ülkemizin trajikomik gerçeklerindendir. İntihal yaptığınız eseri adamın kendisinden isteyecek ve intihali bu kadar rahat ve bu kadar pervasızca yapacaksınız. Bu nasıl bir iştir? Bu nasıl bir ahlaktır. Bu nasıl bir pişkinliktir.  Böyle birinin  TTK başkanlığı yapması da maalesef  Türkiye gerçeklerindendir. Bir siyasi figür olması ise  ise hüzün vericidir! Bu durum bana  IV Murat döneminin ünlü ayyaşı  Bekri Mustafa fıkrasını hatırlattı.

Hikaye şöyle: Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede “Küçük Ayasofya Camii’nin önünden geçmektedir... O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur.  Cemaatin, beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı “hoca” zannederek namazı kıldırmasını söylerler. “Yok, ben hoca değilim” dese de, dinlemezler ve zorla öne geçirirler.Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder.Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar...” dedim

Ey Bekri Mustafa;  aşırmacı, götürmeci bir emek hırsızı değil, sadece  bir ayyaştın, Allah sana rahmet eyleye. 

Yorumlar (0)
14
parçalı bulutlu
Günün Anketi Tümü
Karahallı Belediye Başkanı Ali Tpçunun Çalışmalarından mennumusunuz?
Karahallı Belediye Başkanı Ali Tpçunun Çalışmalarından mennumusunuz?
Namaz Vakti 24 Kasım 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 13 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 12 14
12. Konyaspor 12 14
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Bodrumspor 13 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ankaragücü 13 19
8. Ahlatçı Çorum FK 12 19
9. Keçiörengücü 13 18
10. Şanlıurfaspor 13 18
11. Ümraniye 13 18
12. Gençlerbirliği 13 18
13. Pendikspor 13 18
14. Esenler Erokspor 12 17
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 11 15
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Crystal Palace 12 8
19. Ipswich Town 11 8
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Atletico Madrid 14 29
3. Real Madrid 12 27
4. Villarreal 12 24
5. Girona 14 21
6. Mallorca 14 21
7. Osasuna 13 21
8. Athletic Bilbao 13 20
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 13 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9