“Uşak bundan bir ders çıkarır mı?” makalesi altında ülkemizde yanlış giden bir şeylerin olduğunu Uşak’ta epeydir anlatmaya çalışıyoruz.
Uşak’taki birçok meslek kuruluşunun Strateji Planı olmadığını olanlarında uygulamadığını, hedeflerine ya da kuruluş amaçlarına yakın davranmadığını bunun yanında makam ve koltuğun, grupçuluğun öne çıktığını görüyoruz. Bırakın strateji planını makam ihtirasının Uşak’a ne denli zarar verdiğini işsizlik rakamlarıyla görebiliriz.
Sağlık Bakanlığı ithal doktordan sonra ithal hemşireler için de yeşil ışık yaktı. Hemşire ve doktor ihtiyacını yurtdışından karşılamak yerine her şehirde olan sağlık meslek lisesi ve yüksekokullarıyla Sağlık Bakanlığı personel ihtiyaçları doğrultusunda eşgüdüm içersinde olamazlar mı? Bunun yanında bayanlarda işsizlik bu kadar yüksekken neden ithal hemşire gündeme gelsin ki?
Uşak’ta da kalifiye personel sıkıntısı had safhada. Çıraklık, kalfalık ve ustalık açığına çare bulunamazsa bu problemler artarak devam edilecektir. İşsizlikle ilgili başta işsizler yakınmakta ama meslek sahibi olmak için önemli bir çaba göstermemektedir. Bunun yanında ilgili kuruluşlar eskisine nazaran daha duyarlı olmalarına rağmen mevcut sorunu çözmemektedir.
Örneğin, ilgili kuruluşlardan bir tanesi olan İŞKUR’a bir türlü müdür atanamıyor. Mevcut personelin esnafı ve yatırımcıyı dinlemediğini ya da anlamadığı görüyoruz. Başka ülkeler bu problemleri nasıl çözmüş araştırmaya gerek duymuyorlar. Meslek Loncalar kapanmış ve Ahi Sistemi çökmüş olması aslında içimizi yakmalı. Bir duyan bir anlayan çok az olmasına karşın bu konuda duyarlılığın daha da artması ve hepimizin çabaları artması gerekiyor.
Kriz Döneminde Mesleki Eğitim Çok Önemli
2011 yılında Uşak Ekonomisi ile Eğitim Anlaşması başarılı oldu. Bu yılda 2.000 çırak hedefine ulaşamazsak da bu sayıya Ocak 2012 tarihinde ulaşılabilir. Dünya’da ekonomik kriz beklentisi olsa dahi hem devletin hem şirketlerin bilhassa işsizlerin kriz döneminde mesleki eğitime yönelip iyi eğitime yüksek bağlılıkla devam etmesi şehrimizin ve ülkemizin çıkarına olacaktır.
Bir önceki yıla bakacak olursak 2010 yılına ihtiyatlı bir iyimserlik içinde ortak çalışmaların olduğunu görüyoruz. Şirketlerin verimlilikleri ve karlılıkları ardından yeni yatırımların oluşması için genç vasıflı işçilerin eğitilmesi, proaktif işgücünün devletin ilgili kurumları meslek kuruluşları ve şirketlerin paydaşlığıyla planlanması ve yüksek kararlılığın daha da oluşması gerekmektedir.
Uşak İŞKUR, Ticaret Odaları ve diğer meslek kuruluşlarının mesleki eğitim ve güvenli istihdama yardımcı hedefleri istenileni yakalayamasa da bıkmadan usanmadan çalışılmaya devam edilmelidir. Ayrıca mesleki ve teknik eğitimin Türk Eğitim pazarında etkisi ve payı sürekli artmalıdır.
Toparlamak gerekirse 2011 yılında Uşak’ta 2.000 çırak adayı bulamayıp hem eğitimlerine hem de iş yaşamına erken başlama fırsatını aileler kaçırmış görünüyor. Aslında her aile için kaçan fırsat ülke için de kaçıyorsa; Türk Hükümeti mesleki eğitime çok daha fazla bütçe ayırmalı bu konuyu milli politika haline getirmelidir. Bir takım eksiklerine rağmen İŞKUR, Meslek Odaları ve Şirketler bölgesel düzeyde hızla çalışmalar yürütmektedir.
“İthal doktordan sonra ithal hemşire” hepimizin bin kez düşünmesi gereken bir yeşil ışık!