Atalar tatlı tatlı yemenin biraz ağrılı çıkarması olur, derler. Şimdi çıkarma zamanı!
Ben maalesef devlete sızmış bu çete mensubu arkadaşların aklına akıl ve sır erdiremiyorum. Bir kez daha söylüyorum. Bana fetöcü demek bizatihi diyenin fetöcü olmasını gerektirir. Hep söyledim bir kez daha söylüyorum. Sahtekârların, soyguncuların hırsızların, alçakların bana gücü yetmez. Çok zengin olsalar da! Zira bu devlet sahipsiz değil ve bu yolda kurban ne evlatlar var, farkında değiller. Para her kapıyı açıyor sanan, önüne geleni rüşvet teklif ederek parayla satın alarak pislikleri örteriz zannedenler, yanıldılar. Pislikler ifşa oldu, haramzadeleri doyuramadılar, belediyeyi iflas ettirdiler. Şimdi iyot gibi açığa çıktılar. Mafya bozuntuları ortalıkta kaldılar.
Bu alçak çetenin mensubu HASAN RIZA İLBEYLİ’nin tutuklanmanın önündeki engeller kalktı işaretinden 5-6 gün sonra ben ve Kazım ŞEN’in gözaltına alındık ve tutuklandık. Bugün Mustafa Manav adlı arkadaşın paylaşımlarını içeren sosyal medyasında İLBEYLİ hesabının Hüseyin Ufuk UĞUR’un telefonuna bağlı olduğu yazıyor. Kanaatime göre bu hesap ortak. Sezayi DAŞDEMİR, Murat KOPARAN gibi şahıslar bu hesabı bol bol kullandılar. Geçenlerde Murat KOPARAN, satıldık, yol gösterdiler, hedef gösterdiler, denileni yaptık şimdi de açıkta kaldık mealinde bir paylaşım yaptı ve hemen arkasından sildi. Alışık böyle yazıp yazıp silmeye. Daha önce Cumhurbaşkanımıza koyduğu postayı paşa paşa silmişti. Kazım ŞEN bunu “ BELEDİYEDEN MAAŞLI TROL KILICIYLA CUMHURBAŞKANIMIZI DÜZELTECEKMİŞ!” başlığıyla haber yapmış belgelemişti. Yazıp yazıp silmenin bir onursuzluk olduğunu düşünmüyor. //www.usak.tv/politika/belediyeden-maasli-trol-cumhurbaskanimizi-kiliciyla-duzeltecekmis-h39183.html
4 Temmuz 2018’da gözaltına alındık ve 6 Temmuz 2018’de tutuklandık. Mahkemede savunmamızı yaparken bile meslektaşına FETÖ’cü denilmesine izin vermeyen bir hakim tarafından tutuklandık. Yadırgadım tabii. FETÖ’cülerin en yoğun kadrolaştıkları bir teşkilatın mensubu, teşkilatın üçte birinin meslekten ihraç edildiği bir teşkilatın mensubu, meslektaşına, savunmamızda bile FETÖ isnadında bulunmamıza izin vermeyince akan sular duruyor! Onun canı sağ olsun ve devletimiz var olsun diyor bu konuyu geçiyoruz. Sonuç olarak biz eski sayın başsavcıya FETÖ’cü diyemedik! Onunla ilgili verileri fikir ve ifade hürriyeti kapsamında basında paylaştık ama mahkeme salonunda paylaşamadık. Ancak o bize, FETÖ’cü olmamakla birlikte Fetö yayınlarını basamak yaymak, rektör lehine yazı yazmak, başta kendi olmak üzere eleştirdiğimiz yargı mensuplarını hedef göstermek gibi fiiller isnat ederek tutuklattı. Tutuklanmayı gerektiren bir suç işleyip işlemediğimiz bir yana, olay tamamen buydu. Olayın içeriği hakkında dosya gizli olduğu için bilgi vermiyorum. Savcının gizli dosyasından da haberdar değilim. Sadece şunu söyleyeyim. Sayın savcılık, isnat ettiği suçla ilgili olarak bana, daha önce yazdığım, makalelerimde ifade ettiğim, kendilerinin çok iyi bildiği konuları sordu. Makalemizde ifade ettiklerimizi tekrar ettik. Gizlilik kalktığında sorduğu soruları ve makalelerimdeki karşılıklarını yayınlayacağım.
Olay bu iken Anadolu Ajansı haberi nasıl servis etti dersiniz? Eşinin FETÖ ablası kendisinin menzilci olduğu rivayet edilen Belediye Başkanının medyası bu servis edilen haberi nasıl verdi? Bu servis edilen haberden şöyle bir haber çıkmış:
Bu haberlere ilk önce belediye medyası uşak haberden ve kanal 64’ten bakalım.
4 Temmuz 2018. Gözaltına alındık. Dosya gizli. Kimse bir şey bilmiyor. Belediye medyası biliyor.
Demek ki neymiş? Fetö’nün kriptoları deşifre olmuş. TSK’nın kripto yapılanmasına yönelik 6 ilde düzenlenen operasyonda 5 muvazzaf asker,Ali Galip Baltaoğlu ve Kazım ŞEN gözaltına alınmış. Bizim isimlerimiz ve resimlerimiz açıkça var. Ama muvazzaf askerlerin ne ismi ne resmi var!
HABERE devam edelim.
Dikkat edin TSK’ya Uşak, İstanbul, Van, Isparta, Ankara ve Gaziantep’te eş zamanlı operasyon düzenlenmiş. 2’si helikopter pilotu beş muvazzaf asker ile kadrosu Uşak Üniversitesi’nde Bulunan Ali GalipBALTAOĞLU ile yerel haber sitesi sahibi Kazım ŞEN gözaltına alınmış.
Dikkat ederseniz operasyon TSK’daki kripto yapılanmaya! Ordudan hiç kimsenin ismi dikkatinizi çekiyor mu? Benimle Kazım ŞEN çarşaf çarşaf. Herhalde belediye çetesinin karşısında ikisi bir ordu kabul ediliyor! Bu konuda haklı olabilirler!
Habere devam edelim. Çete medyası haberi aşağıdaki gibi oluyor:
Benim meğer 3 yıl önce Antalya Serik Belediyesi’ne görevlendirildiğim ve halen bu görevde olduğum belirlenmiş. Sanki gizli bir şey tespit etmiş. Aslında diyor ki; Serik’teki görevlendirmesine son verin. Ancak bu yetki benim tercihim dışında Uşak Üniversitesi Rektörüne ve Serik belediye Başkanına ait. Uşak’taki ve Serik’teki çakallar rahatsız diye göreve son verilmiyor.
Kaldı ki tutuklattılar ama açığa bile aldıramadılar! Düşünün bakalım neden?Mart sonuna kadar çıkamayacak diyen, 1.5 yıl çıkamayacak diyen Uşak’taki ve Serik’teki çakalların tahmini tutmadı. Daha doğrusu o çakallara garanti veren kumpas kuran mihraklar çuvallayınca onlar da çuvalladı. Bu çakallar devleti ve hukuk düzenini çok hafife aldılar. Gerçek bu!
Haber şöyle devam ediyor:
15 Temmuzdan sonra, FETÖ tutuklusu hakkında lehte propaganda yapmışız.
Sait ÇELİK sanki siyasal parti lideri! LEHTE PROPAGANDA!!! Ne demekse…
Kazım ŞEN, Ali Galip BALTAOĞLU’nun köşe yazılarını yayınlayarak, algı ve manipilasyon yaratmış. Gözaltı kararı alınmasıyla birlikte Sait ÇELİK’in sağ kolu olan Ali Galip BALTAOĞLU’nun FETÖ’nün kripto yapılanmasında olduğu kesinleşmiş.
VAY BE . Belediye Medyası değil, MAHKEME misiniz siz? Neyi nasıl kesinleştirdiniz! Kriptoluğun kesinleşmesi nasıl oluyor? Siz iftira edeceksiniz, Ali Galip BALTAOĞLU cezaevinde eli kolu bağlı olduğu için iftiranıza cevap veremeyecek, böylece kriptoluk kesinleşecek öyle mi? Nasıl bir geri zekalılık bu, anlamak mümkün değil!
ULUSAL HABER AJANSIMIZ ANADOLU AJANSI.
Cezaevinden çıktığımda Anadolu Ajansının ve muhabiri Soner KILINÇ’ın haberini gördüğümde küçük dilimizi yutacak olduk. İnanılmazdı. Belediye medyasına uyum sağlamıştı. Hatta belediye medyası bazı cümleleri buradan almış, doğal olarak bu haberin üstüne birkaç adet daha tüy dikmişti. Buyurun inceleyin.
TSK da Kripto yapılanmasına ilişkin Uşak merkezli 6 ilde operasyonda 5 muvazzaf asker, bir öğretim üyesi, ve bir haber sitesi sahibi olmak üzere 7 kişi gözaltına alınmış. Uşak Cumhuriyet savcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında “ardışık arama ve kripto şifreleme” yöntemlerini kullandıkları ileri sürülen 7 kişi gözaltına alınmıştı. NEDENSE OPERASYON ORDUYA YAPILDIĞI HALDE İSMİ BELLİ OLMAYAN BEŞ MUVAZZAF ASKER(ikisi pilot) ve dahi kadrosu Uşak üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bulunan Doktor öğretim üyesi AGB ve Uşak’ta bir yerel haber sitesi sahibi, K.Ş gözaltına alınmış. Üstelik Doktor Öğretim üyesi AGB’nin 3 yıl önce Antalya Serik belediyesine danışman olarak görevlendirildiği ve halen bu görevine devam ettiği de belirlenmiş.
Kuruluşu TC tarihi ile beraber olan, TBBM’nin kuruşundan bile 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de kurulan Anadolu Ajansı’na bu yakıştı mı? GÜVENİLİR HABERİN KAYNAĞI sloganıyla hareket eden ulusal ajansımıza bu yakıştı mı? Siz söyleyin Soner kardeşim yakıştı mı? Bir kaç soru da ben size sorayım.. Arkasında kim olursa olsun, siz bu haberin doğruluğuna ikna olarak mı yazdınız? Haber kaynağınız kimdi? Kaynağınız sizce güvenilir miydi? Haber kaynağınız her kimse, sizi, hiç tehdit etti mi? Ettiyse nasıl bir tehditti. Bunu açıklayabilir misiniz? Hadi beni geçtim ne olduğunu gayet iyi bildiğiniz meslektaşınıza bunu nasıl yaptınız. Bunlar benim anlayamayacağım şeyler maalesef! Hâla düşünüyorum, A.A. ve DHA belediye medyası seviyesine nasıl düştü, diye… Yazık ettiniz kendinize de, bir asırlık Anadolu Ajansına da!
BİR ÖRNEK’TE DOĞAN HABER AJANSINDAN
Gelelim Doğan haber AJANSINA Bu haber ajansı da 7 Temmuz 2018 tarihinde Uşak'ta Öğretim Üyesi ve haber sitesi sahibi FETÖ'den tutuklandı, başlığı altında şöyle bir haber veriyor. Haberin sahibi Uşak muhabiri Fevzi DAVULCU. Bakın meler yazmışlar;
Operasyon Orduya bir tek ordu mensubunun adı yok ama bizim ismimiz çalıştığımız kurum vs, var. Şöyle bir cümle kurmuşlar. “ÖRGÜTÜN ARDIŞIK ARAMA YÖNTEMLERİNİ KULLANARAK ANKESÖRLÜ TELEFONLARLA MAHREM İMAMLARLA GÖRÜŞTÜKLERİ İDDİA EDİLEN YRD.DOÇ.DR. ALİ GALİP B. VE GAZETECİ KAZIM Ş, TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM ETMEK SUÇLAMASIYLA SEVK EDİLDİKLERİ ADLİYEDE TUTUKLANDI.”
Şu kadarını söyleyeyim. Ben ankesörlü telefonla en son ne zaman konuştuğumu hatırlamıyorum, 2 aylık cezaevi macerası dışında! Cezaevinden ailemi iki haftada bir, son iki haftada hafta da bir, arıyordum. Hem de ARDIŞIK ARDIŞIK.!!! Bir de tahliye olunca Cumartesi akşamı cezaevinin önünde ankesörlü telefonu, gelin bizi buradan alın demek için kullandım. Son kullanma ARDIŞIK değildi. İnsanları karalamak için bu kadar saçmalık yapılması ancak mizahla anlatılıyor! Kusura bakmayın!
Buradan anlaşılıyor ki, insanoğlunda adiliğin sınırı yok. Evet Türkiye’de sadece hukuk değil her alan örselendi. Gazetecilikte bu hale geldi. Bu haberi hazırlayanların servis edenlerin yayanların nasıl bir çete olduğunu Uşak görüyor, yakında tüm ülke görür. Görür de A. A. gibi ülkenin ulusal haber ajansına yakışmadı. Gerçek şu ki; Anadolu Ajansının ve DHA’nın ayıp hanesine bu durum yazıldı.
Yanlış yaptığına inandığım savcıları yazmak suçsa, ben yazdım. Rektörle ilgili konuları yazmak suçsa onları da ben yazdım. Bu konuda Kazım ŞEN’de maalesef sorumlu tutuldu. Bu konuda fikir ve kanaatlerim değişmedi. Dosya içeriğinde bu hususlar soruşturma konusu yapıldığı ve dosya üzerinde gizlilik olduğu için bu konulara girmiyorum.
Sonuç olarak, mesele ve dosya içeriği bununla sınırlı iken, Ordu’nun içinde ankesörlü ardışık arama sistemi ile haberleşen kriptoların operasyonuna nasıl dönüştü? Bu gerçek dahi şu anda hakkımızda yürütülen soruşturmanın kapı gibi delilidir.
A.A. nın bu haberi yapan muhabiri de Uşak’ta olan her şeyi bilir. Herkes gördü ve biliyor. Cinayetler herkesin gözü önünde işlendi. Kendiniz doğruya şahitlik etmiyorsunuz, bari edeni karalamaya ve algı yaratmaya yönelik haberlerle yok etmeyin. Haysiyet cellatlığı yapmayın be kardeşim, demeye hakkım var. Ben size ne kötülük ettim? Temsil ettiğiniz kurumlara yazık ediyorsunuz. Hukuk kimsenin oyuncağı değildir. Kumpasçıların aleti hiç değildir. Hukuk ergeç tecelli eder.Yaşayan bu tecelliyatı görecek. Hak ve hukuk, bütün değerlerin üstünde bir değerdir.
Şimdi hakkımızda algı yaratmaya yönelik bu iftira haberleri yapanları ve haber ajansları hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Kumpasın aktörlerinin sesi kısıldı. Herkes ortalıktan yavaş yavaş toz oluyor. Bakalım papaz kime kaçacak, kimin veya kimlerin elinde kalacak! Hep beraber görceğiz..
H.İbrahim TANACI 6 Yıl Önce
Ali Galip Hoca'm Allah yardımcınız olsun. Size bu yaftayı yapıştırmaya çalışanlara da akıl ve izan nasip eylesin. Sizin gibi bir bedene biçmeye çalıştıkları bu gömlek size asla olmayacaktır. Allah'a emanet olun.
Ali Galip Baltaoğlu 6 Yıl Önce
Doğan Haber Ajansı satıldıktan sonra Demirören Haber Ajansı Olmuş. Özür dileyerek düzeltiyorum.