Bugünlerde ülkemizde çıkartılmaya çalışılan Kürt-Türk çatışmasının ve yaşanan TERÖR"ün, kutuplaşmanın, ayrışmanın nedenlerini anlamış olmamız ve ülke olarak, bu ülkenin yurttaşları olarak birbirimize daha çok kenetlenmemiz, barış ve huzur içinde yaşamanın yollarını aramamız gerekmiyor mu? Gelelim asıl meseleye! İzin verirseniz meseleye başlangıçtaki soruyla girelim:
Gerçekten hiç düşündünüz mü? Ortadoğu”da çıkarılmaya çalışılan yangınların, karmaşanın sebebi nedir? Ortadoğu”da bazı yönetimler ve sınırlar, birileri tarafından niçin değiştirilmeye çalışılıyor? Elbette merak edenler vardır. Bakınız! 11 Eylül saldırılarından sonra yaptıkları ilk açıklamalarıyla deklare eden o zamanki ABD Dış Politikasında etkin isimlerden "Karanlıklar Prensi"olarak da adlandırılan Richard Perle ve Dick Cheeny ikilisinin açıklamalarının satır aralarında rahatlıkla bulabilirsiniz.
Pekala! Bir zamanlar ne demişti bu ikili? “Ortadoğu´da 20´den fazla ülkenin sınırları değişecek” Bu 20´den fazla ülke arasında Türkiye´yi de sayıyorlardı. Öyleyse bu değişim kimin elini güçlendirecek ve kimin işine yarayacaktı? İlk etapta İngiliz-Fransız projesi ile şekillenen Ortadoğu´daki sınırların yeniden Batı, ABD ve İsrail´in çıkarları doğrultusunda dizayn edilme gerekçeleri ve şartlarının oluşmuş olduğu düşünülüyordu.
Acaba bu düşünce neticesinde dünyada petrolü en ucuz ve kesintisiz şekilde ele geçirmek ve sürekli kullanabilmek için asgari güç kullanımı da dahil ‘´müthiş bir mücadele´´ başladığını, bu kapsamda Ortadoğu coğrafyasındaki petrol rezervlerinin yoğunluğu, hacminin yüksekliği (bilinen, üretilebilir rezervlerin yüzde 63´ü) arama ve üretim maliyetlerinin çok düşük olması bu “mücadeleyi” önemli kılan nedenler arasında olduğunun bilinmesi gerekmiyor mu?
ABD”nin yaptığı bir çalışmaya göre, İran´da bir varil petrolü yeryüzüne çıkarmanın ortalama maliyetinin, arama ve üretim, geliştirme dahil, vergi, devlet hakkı ve diğer devlet payları hariç 5 dolar, Irak´ta 2,5 dolar, Suudi Arabistan´da 4 dolar, Rusya´nın bazı sahalarında 16 dolar olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar tarafından alternatif yakıtların kullanımına dönük çok büyük ve küresel çapta teşvikler olmadığı sürece, büyük tüketiciler ABD, Çin, Hindistan, AB birlikte ortak karar almadıkça, fosil yakıtlara yönelik talebin çok kolay daralmayacağının belirtildiğini bilmek gerekiyor.
Acaba bugün dünya petrol üretiminde ilk 10 ülkeden 4´ününde Ortadoğu´daki ülkeler olduğunu bilmek gerekmiyor mu? Bunun 264,2 milyar varil kanıtlanmış rezervi bulunan Suudi Arabistan´ı, 138,4 milyar varille İran, 115 milyar varille Irak, 101,5 milyar varille Kuveyt takip ediyor. Beşinci sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri´nin rezervi ise 97,8 milyar varil…. Sayısal verilerden de anlaşılacağı üzere Ortadoğu coğrafyasına yapılan vahşi saldırılar ve dizayn çalışmalarının temel gerekçesinin petrol olduğunu bilmemiz gerekmiyor mu? Ayrıca, İsrail´in güvenliğini sağlama alma, tecrit edilmişliğini kırma ve bölgenin enerji koridoru işlevini sağlamak için de Ortadoğu´daki sınırların ve bazı yönetimlerin değiştirilmesinin önemini ve bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini bilmemiz gerekmiyor mu?
O halde bu gerçekleri görerek Türk Dış Politikasının şekillendirilmesi gerekmiyor mu? Bugün ülkemizde çıkartılmaya çalışılan Kürt-Türk çatışmasının ve yaşanan TERÖR"ün nedenlerini anlamış olmamız ve ülke olarak, bu ülkenin yurttaşları olarak birbirimize daha çok kenetlenmemiz, barış ve huzur içinde yaşamanın yollarını aramamız gerekmiyor mu?
Hiç düşündünüz mü? Bizim Türk Dış Politikamızın yüzyıla damgasını vurduğu kazanımlar, parlak zaferleri nelerdir? Acaba ülke olarak gerek ekonomide gerek dış politikada gerekse sosyal kültür ve refah düzeyinde, yaşadığımız bu coğrafyada, medeni dünya ülkelerinin ön saflarında mutlu ve onurlu bir halk gücü ne zaman yaratacağız? Hoşca kalın dostça kalın!